EkonomiManşet

Pirinçte Hindistan korkusu!

ÖZEL HABER/ Didar DEMİRCİ

Geçtiğimiz günlerde Hindistan, pirinç ihracatına yasak getirdi. Dünyadaki pirinç ihracatının yüzde 40’ını karşılayan Hindistan’ın aldığı ihracat yasağının Türkiye’ye etkisini değerlendirdiğimiz Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, önemli mesajlar verdi.

Hindistan’ın zaman zaman bu tarz kararlar alarak ülke içindeki tüketimi dengelemeye ve kendi vatandaşlarını korumaya çalıştığını belirten Reis, pirincin buğday kadar stratejik bir ürün olmadığını söyledi. Reis, Türkiye’nin 20 milyon ton buğday tüketirken pirinçteki tüketimin 750 bin ton olduğunu belirterek, “Türkiye’de kişi başı pirinç tüketimi 8,5-9 kilo kadar. Yani çok pirinç tüketen bir ülke değiliz. Ancak başka ülkelerde kişi başı pirinç tüketimi 60 kilolardan başlıyor. Afrika Kıtası’ndaki ülkeler başta olmak üzere, yoksul ülkeler pirinci daha fazla tüketiyor. O nedenle bu tarz yasaklardan onların etkilenmesi olası” sözlerini kaydetti.

Türkiye’nin pirinç üretiminde bir sorun yok

Türkiye’nin pirinç üretimindeki durumunu ve Hindistan’ın pirinç ihracat yasağından etkilenip etkilenmeyeceğini de ele alan Reis, “Biz yaklaşık 950 ile 1 milyon ton arasında çeltik üretiyoruz. Çeltikten de takribi 650 bin ton civarında pirinç elde edilir. Şimdi bizim 750 bin ton tüketimimiz olduğunu ifade etmiştim size. 750-800 bin ton diyelim. Yaklaşık 100-150 bin ton hadi 200 bin ton eksiğimiz olduğunu düşünelim. Bunlar çok düşük rakamlar. Ki zaten Türkiye’de bu temmuz ayının sonuna kadar pirinç gümrük vergileri sıfırlanmıştı. O sayede Hindistan başta olmak üzere Çin’den çok ucuza pirinç Türkiye’ye geldi. Şu an Türkiye’de yaklaşık 115 ile 140 bin ton arasında ithal pirinç var. 2022-2023 sezonundan da mevcut bir ürün de stok da kalacak. Mevcut ithal ürün geldiğinde Türkiye’nin şu an güçlü bir pirinç stoğu olduğunu söyleyebilirim” açıklamalarını kaydetti.

Asıl ikilim krizine odaklanmalıyız

Hindistan’ın pirinç ihracat yasağının dünyada pirinç fiyatlarını artırıp artırmayacağına ilişkin sorumuza da açıklık getiren Reis, “Pirinçte yeni mahsul ürünler ekim ayında başlayacak. Çeltik de şu an ki bitki gelişimine göre eğer mücbir sebep olmazsa bir bu sene Hindistan’ın pirinç ihracat yasağından etkilenmeyeceğimizi söyleyebilirim. Zaten pirincin fiyatları şu anda yüksek seyrediyor. Yeni mahsullerle fiyatlar biraz dengelenebilir. Ama Hindistan’ın pirinç ihraç yasağı bizim ülkemizde fiyatları artırmaz” sözlerini kaydetti. Buna karşılık iklim krizi nedeniyle tarımsal üretimde yaşanan sorunları hatırlatan Reis, iklim krizine karşı tarımsal üretimimizde yeni bir planlama yapmadığımız takdirde hiç beklenmediğimiz ihracat yasaklarından etkilenebileceğimiz konusunda uyarıda bulundu.

Planlamazsak yok olacağız

Akdeniz Havzasında yer alan ülkelerden biri olan Türkiye’nin iklim krizinden etkilenecek başlıca ülkelerden biri olduğunu ancak bu konuda ne kadar farkındalık oluşturabildiği konusunun düşünülmesi gerektiğini söyleyen Reis, “Yıllar önce başlattığım, Tarımsal Kuraklıkla Mücadele ve Eylem Planının uygulanmasını sürekli söylüyorum. Su az bulunmaya başladı, İstanbul’da şu an barajlarımız yüzde 40’lar civarında. Bizim acilen iklim değişikliği ve tarımsal üretim konusunda önlem almamız gerekiyor. Bir eylem planı oluşturmamız lazım. Tarımla ilgili düşünecek olursanız. Bakın 20-25 gün çeltikte bir gecikme olacak. Mevsimler kayıyor, hasat gecikiyor. Çünkü su yok ve özellikle iklim değişikliği bizim ekim alanlarımızı bozuyor, üretim deseni değişiyor, ürün yetiştirme süreleri uzuyor. Onun için bizim çiftçilerimizin bu değişime ayak uydurması her geçen gün zorlaşıyor. Verim düşüklüğü riskinden üreticimiz tedirgin oluyor” mesajını verdi.

Her an her şey değişebilir

Türkiye’nin iklim krizi konusunda özellikle tarımsal üretimde önemli adımlar atmadığı takdirde bugün Hindistan gibi tarımsal üretim devlerine karşı çaresiz kalabileceğini ifade eden Reis, “Türkiye bir tarım ülkesi. Ancak Türkiye, var olan potansiyelini henüz değerlendiremiyor. Bunu değerlendirebilirse dünyanın en önemli tedarikçilerinden biri ve en rekabetçi ülkelerden biri haline gelebilir” dedi. Öte yandan Reis, şu noktalara dikkat çekti:

“Bizim tarımsal üretimin değişen iklime göre yeniden şekillendirilmesi gerekiyor. İklimin zorladığı koşullara uyum sağlayacak şekilde bizim üretim planlaması yapmamız gerekiyor. Bu planlamayı yaparsak, üretim artacak, verim artacak, çiftçi kazanç elde edecek ve seneye tekrar ekecek. Onun için biz kuraklığa, soğuğa, hastalıklara dayanıklı; daha az su gereksinimi olan tohum çeşitlerini kullanmasını teşvik etmemiz lazım. Örneğin; su kısıtlı olan bölgelerde diğer ürünlere göre su gereksinimi daha az olan nohut ve mercimek gibi ürünlerin ekimini teşvik etmeliyiz.”

Öte yandan Reis, Avrupa’nın kuraklık riski altında olduğuna dikkat çekerek, “Şükürler olsun ki Türkiye’de hasat dönemine kadar gıda arzında bir sorun görünmüyor. Ama her an her şey değişebilir. Onun için iklim değişikliği dünyanın da üzerinde durması gereken en önemli konu olduğunu düşünüyorum” açıklamasını yaptı.

Olan yoksul ve üretmeyen ülkelere oluyor

Gıdada Türkiye’nin arz talep dengesini koruması gerektiğini, bunun için üretim planlaması yapması gerektiğini vurgulayan Reis, “Hindistan’ın pirinç ihracat yasağından daha önemlisi Karadeniz’de açılan Tahıl Koridoru. Biliyorsunuz 22 Temmuz 2022’de sevkiyata başlanmıştı. Yaklaşık 32 milyon tondan fazla buğday o koridordan dünyaya sevk edildi. Ama ne olursa yoksul ülkelere oldu. Bu koridordaki sevkiyattan yoksul ülkeler yararlanamadı. Koridordan geçen buğdayın yüzde 40 kadarı Avrupa ülkelerine gitti. Afrika ve Ortadoğu ülkeleri bu buğdaydan tam anlamıyla yararlanamadı. O nedenle savaşlar ve iklim krizi gibi sorunlar karşısında Türkiye’nin bir ders çıkartarak, tarımsal üretimde önlem alması gerekiyor” sözlerini kaydetti.