Ekonomiİzmir HaberleriManşet

Urla’nın foseptik çukurlu milyon dolarlık evleri

ÖZEL HABER/ Didar DEMİRCİ

Pandemiyle birlikte insanların yaşam alanı tercihleri değişti. Doğanın içinde, sakin ve henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş noktalar insanların hayatlarını sürdürmek istediği noktalar haline geldi. Bu açıdan bakıldığında İzmir’in yarımadasında konumlanan Urla ilçesi de hem şehre yakınlığı hem de doğa ile iç içe olmasından kaynaklı son yıllarda yoğun ilgi görüyor. Urla’nın bu özellikleri nedeniyle fazlaca rağbet görmesi, ilçedeki inşaat faaliyetlerini de farklı bir boyuta taşıdı. Lüks villaların bulunduğu sitelerin yoğunluk kazandığı ilçede bu yoğunluğu kaldıracak altyapı ise mevcut değil. Özellikle milyon dolarlarla alınan lüks evlerin kanalizasyondan yoksun bölgede foseptik çukurlarını kullanıyor olması ciddi bir tezat oluşturuyor.

Lüks villalar 20 milyondan satılıyor

Özellikle İstanbul’dan Urla’ya yoğun bir göç olduğunu aktaran İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, “Son dönemde Urla özellikle İzmir’e çok yakın olması sebebiyle insanların tercihi oluyor. Pandemi sürecinde insanların bir çoğu evlerini satıp veya ikinci evleri olarak Urla’ya yerleşmeye başladı. Bu durum da Urla’daki ev fiyatlarının inanılmaz yükselmesine sebep oldu. Konut fiyatlarında yüzde 200-300 artış yaşandı. Pandemiden sonra da piyasalardaki mevcut durum nedeniyle ayrıca bir artış oldu” sözlerini kaydetti. Öte yandan sadece Urla’da değil, İzmir yarımadasındaki ilçelerin hemen hemen hepsinde alt yapı sorunu olduğunu aktaran Güleroğlu, “Alt yapı sorunu piyasayı etkilemiyor. Milyonluk evler de olsa foseptik bir etki olmuyor. Çeşme’de de bazı villalar bu şekilde kullanıldı. Daha sonra alt yapı geldi. Lüks villalarda 20 milyondan başlayıp yukarıya doğru çıkıyor rakam” dedi.

Urla’da rakamlar tırmanmaya devam eder

Urla’daki alt yapı yetersizliğinin gayrimenkul fiyatlarını olumsuz etkilemeyeceğini aktaran Gayrimenkul Uzmanı Deniz Kezer de alt yapı sorununun yıllardır devam ettiğine dikkat çekti. Kezer, “Urla’da bir defa alt yapıyı bugünden yarına oluşturabilmek kolay değil. Merkez dışında şu anda her yere ulaşamıyorlar. Bu foseptik uzun yıllar devam edecek bir problem. Ama insanlar bunu problem olarak görmüyor. İstanbulluların bile oldukça dikkatini çeken bir konumda. Rakamlar 20 milyondan başlıyor. Urla’da havuzu olan güzel bir sitede geniş bir bahçe alanında olan büyük bir evin bedeli bu şekilde… Kekliktepe gibi alanlarda yada denize sıfır yerlerde ise bu rakamlar 40 milyonun üzerine çıkabiliyor” diye konuştu.

Yarımadada yeni alanlar oluşturmak imkansız

İzmir’in yarımadasında yeni alanların yaratılması gerektiğinin altını çizen Kezer, “Şimdi Urla’da Çeşme’de villa sahibi olmak bir statü sembolü olmuş. Bugün Kekliktepe’de bir villaya 40-50 milyon verecek İzmirli sayısı bir elin parmağını geçmez. Ama İstanbul’da bu rakam daha fazla. Biz kendi toprağımız olan Urla’dan Güzelbahçe’den Çeşme’den git gide bir yer sahibi olamaz hale geldik. Urla’da Çeşme’de ve Güzelbahçe’de yeni alanların şu anda yaratılamama gibi bir durum söz konusu. Genelde sit alanına ya da tarımsal alanlara denk geliyoruz. Bu alanları da bozmadan, talebi karşılayacak yeni arsalar üretmek zorundayız. Ancak bu alanları İzmir içerisinde zor üretirken, Urla’da Çeşme’de Güzelbahçe’de üretmek imkansız hale geldi. Bu da fiyatları artırdı. Daha mantıklı bir şekilde oraların büyümesi için bölgede yeni planlamaya ihtiyaç var” açıklamasını yaptı.

Yarımadanın altyapısı göçü kaldırmıyor

Urla Kent Konseyi Başkanı Hadi Başman da Yarımada’nın tamamında bir alt yapı sorunu olduğuna dikkat çekti. Başman, “Sadece Urla değil Yarımada ve İzmir’in alt yapı sorunu var. İleri arıtma tesisi yetersiz. Suyun yüzde 60’ını borularda kaybediyorlar. Bence Türkiye’de İzmir gerekli alt yapı desteğini başta hükümetten daha sonra da Büyükşehir ve İZSU’dan alamıyor. Bu nedenle ilçelerine yeteri kadar yatırım yapılamıyor. Dolayısıyla da bu rağbet artıkça bu alt yapıyla biz bu rezilliği çekeceğiz gibi görünüyor. Bu durum ileride sağlık sorunlarına, tarımın ölmesine, susuzluğa neden olacak. Tüm bunların hepsini topladığımız zaman temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz durumdayız. Alt yapı eksikliği nedeniyle temel ihtiyaçları gideremiyoruz. Fiyatların artmasının sebebi buradaki yaşam alanlarının güzel olmasıdır. Herkes buraya göç ediyor ama çok ciddi bir alt yapı sorunuyla karşı karşıya kalıyoruz. İzmir tek başına hükümet desteği olmadan bu alt yapı sorununu halledemez” mesajını verdi.

Sit bile koruyamıyor!

Urla’da tarım ve sit alanlarında yapılaşma yoğunluğunun fazla olduğuna değinen Başman, “Şimdi büyük şirketler çok kolay bir şekilde o sit sorunlarını halledip tarlaları bile site haline getirebiliyorlar. Hem de havuzlu site yapıyorlar suyumuz yok. Ben 12 yıldır bu civarda oturuyorum. Net olarak söylüyorum; kanalizasyonum yok, elektriğim her gün 2-3 saat kesiliyor. Burada tarım yapmak da zor o nedenle… Suyumuz da kuyu suyu. İZSU su vermemiş. Düşünebiliyor musunuz? Böyle bir yerde evleri 20 milyona satıyorlar. Bu hakikaten akla zarar bir durum” dedi.

30 yıldır sorunu çözen yok!

Urla İçmeler Mahalle Muhtarı Durali Dalgıç, pandemiden bugüne mahalle nüfusunun artığına dikkat çekerek, alt yapı sorunlarından yakındı. Dalgıç, “Bir an önce alt yapının tamamlanmasını istiyoruz. Foseptik çukurları nedeniyle vidanjöre verdiğimiz parayı bir de katı atık bedeli var. Çift ödüyoruz. Bunları aylık ödüyoruz. Ne kadar su kullanırsak o kadar su ödüyoruz, bir de ona göre katı atık ödüyoruz. En büyük sorunumuz alt yapı. Bazı foseptik çukurları taşıyor, bazıları yer altı sularını kirletiyor. Hep şikayetler bu şekilde. Burada görevini tam yapmış olsalar o yeraltı sularına karışmaz, karışanlara para cezası kesmeleri lazım. 30 senedir gelen belediye başkanı yapacağım, giden yapacağım diyor” şeklinde konuştu.

Urla’da tarım ranta kurban edildi

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hakan Çakıcı da Urla’daki alt yapı sorununun ve lüks yapılaşmanın ilçedeki tarımı öldürdüğünü söyledi. Çakıcı, foseptik çukurlarının ilçedeki yeraltı sularının kirlenmesine neden olduğunu belirterek, “Urla rant kurbanı oldu. İmarlı yerlerden tarım alanlarına doğru sınır kayışları var. İşte bağ evi adı altında koca koca evler var. Ki bunların izinli olmadığını biliyoruz. Böyle bir izin o tarafta verilmiyor. Büyük siteler de var. Seferihisar’da var Urla’da var. Büyük büyük siteler. Büyük tehlike. Türkiye’de en büyük rant Urla’da. Fiyatlar inanılamaz rakamlara ulaşmış. Bu yağmadır. Paranın önünde kimse duramıyor. İzmir’de bu yükü kaldıramıyor” ifadelerini kullandı.