Ekonomi

Son iki ayda fiyatı 400 TL birden arttı

Mazot fiyatlarına gelen zamlar nakliyat fiyatlarını da büyük oranda etkiledi. 2 ay önce Mersin’den İstanbul’a  5 bin lira artı KDV’ye giderken, şimdi 5.400 artı KDV’ye gidiyor. Yani KDV artışı harici son iki ayda fiyatlara 400 TL birden geldi. Nakliyat fiyatlarında ki artışlara dikkat çeken Mersin Milletvekili Behiç Çelik şu açıklamalarda bulundu;

Hayatın bütün yönlerine etki eden taşımacılık sektörünün iktidarın beceriksizliği ve duyarsızlığı nedeniyle nasıl bir çukura yuvarlandığını görüyoruz. Esasında kötü ekonomi yönetimi yani maliye politikaları ve para politikaları ehliyetsiz insanların elinde bir deneme tahtasına dönüşmüş; üretimi, istihdamı, yatırımı, tasarrufu, ihracatı, ithalatı ve dövizi olumsuz etkilemiştir. AKP’nin bu beceriksiz yönetimi her şeye ama ekmekten mazota, domatesten gübreye, etten şekere, süt ve süt ürünlerine yüzde 30’dan yüzde 150’ye kadar zamlara neden olmuştur.

Mazot fiyatlarındaki artış özellikle nakliyecilik esnafını da vurmuştur. İki ay önce 6,30 lira olan mazot şimdi 13,80 Türk lirasıdır. İki ay önce Mersin’den Ankara’ya 3 bin lira artı KDV’ye gelen bir kamyon, bugün 3.200 TL artı KDV’ye geliyor. Mazot zammına uygun olarak, aynı kamyonun, hâlbuki, en az 6 bin lira artı KDV’ye yük taşıyor olması gerekirdi. Burada mağdur olan aşikârdır ki taşımacı esnafıdır. Bunlara yazık değil mi? Yine İstanbul’a iki ay önce bir kamyon 5 bin lira artı KDV’ye giderken, şimdi 5.400 artı KDV’ye gidiyor. Görüyorsunuz, bir sektörü bütünüyle ve kasten çökertmek ancak böyle mümkündür.

Bununla da yetmiyor. Otoban ve köprülerin çok olması ve fahiş geçiş ücreti uygulanması ayrı bir dert olarak karşımıza çıkıyor. Bahsettiğim kamyonun Çorlu’ya yük götürürken geçiş ücreti olarak ortalama 1.100 TL ödemesi gerekiyor. Bu soygun değil mi arkadaşlar? Zaten fazlasıyla zor şartlarda çalışan vatandaşlarımız bir de AKP’nin cahilane inadı yüzünden zarar üstüne zarar etmektedir. Artan enflasyon, döviz kurunda yükselmeyi ve hayatın birçok alanında fazlasıyla hissedilen pahalılığı beraberinde getirmiştir. Başta akaryakıt sektörü olmak üzere, yedek parçada, otoyollarda, köprülerde, sigorta ve kaskolarda yükselen fiyatlara bir de her yıl artan vergiler eklenmiştir. Bakınız, geçiş ücretlerini belirleyen yönetmeliğe göre, ücretli yolda giriş çıkış saati on iki saat aşıldığında en uzun mesafe ücreti alınıyor; bu yapılan hem ayıp hem de zulümdür arkadaşlar. Üstelik, durum bununla da sınırlı değil; Trafik Yönetmeliği’ne göre, ticari araçta görev yapan bir şoförün toplamda dokuz saat ve devamlı olarak dört buçuk saatten fazla araç sürmesi yasaklanmıştır. Tek sürücü için bu ekonomik şartlarda, dokuz saat uygulaması iflasa sebep oluyor. Dokuz saati geçen sürücüye takograf incelemesinden sonra 800 TL ceza veriliyor. Talep, dokuz saatin on iki saate çıkarılmasıdır. İnsanları göz göre göre açlığa mahkûm ediyorsunuz ama fark etmiyorsunuz.

Büyük firmalarla mücadele eden, yıkıcı rekabetle ezilen ve gittikçe küçülen bu sektörde çalışanlar hakkına düşen payı alamıyor; zamlarla, vergilerle, cezalarla ezilen bu insanlar araçlarının muayenesini bile yaptıramaz hâle geliyor. Sorumlu kimdir? Tabii ki sorumlu bellidir. Sürücü olabilmek için SRC belgesi çıkarmak gerekiyor. Diğer taraftan, K belgesi yani taşıma belgesi olmadan aracın kara yoluna çıkması zaten yasaktır; bu belge bugün 23 bin TL’dir, bir ara 9 bin liraya çekildi ama yine artırıldı. Mesleğini yürütmek için büyük fedakârlıklar gösteren, ömrünü, hayatını yollarda geçiren bu insanlar, zorluklar nedeniyle taşımacılığı bırakmak durumunda kalıyorlar.