Ekonomi

TL’den dövize geçişler hızlandı! Döviz mevduatı oranları rekor kırdı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 Aralık’ta ki kur korumalı TL mevduatı projesi sonrasında her ne kadar döviz mevduatlarından TL mevduatına geçişler olsa da, bu hafta TL’den dövize geçişler hızlandı. Döviz mevduatı hesaplarında rekor kırıldı. Döviz garantili mevduat hesabı açılmadan önce bankalardaki mevduatın yüzde 65 iken şu anda bu oran yüzde 67’ye yükseldi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Milletvekili Ayhan Erel şu bilgileri paylaştı;

“Faiz nedendir, enflasyon sonuç.” furyası 15 Aralıkta ekonomik fırtınayı kopardı. Toplumsal panikle dolar 18 liraya kadar yükseldi, kur korumalı mevduat uygulamaya girinceye kadar yüksek kurdan milyarlarca dolar satıldığı, kur düştükten sonra ucuzlayan dövizlerin yeniden alındığı iddiası ortaya atıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi de değişik zamanlarda 20 Aralık 2021’de ne kadar döviz satılıp alındığı sorusunun Hükûmet kanadınca cevapsız kalması sağlanmış, kısa zamanda fahiş kazancın kime gittiği anlaşılamamıştır.

Döviz garantili mevduat hesabı açılmadan önce bankalardaki mevduatın yüzde 65’i döviz hesabındaydı. On dört gün zarfında bu mevduat düştüyse de tekrar yüzde 67’ye kadar yükseldiği görülmüştür. Bu esnada ticari kredilerde faizler yüzde 33’e yükselmiş, TÜFE TÜİK’e göre yüzde 36, ENAG’a göre de yüzde 80’e; ÜFE de yüzde 80’e yükselmiştir. 2019 yerel seçimlerinde tüketilen Merkez Bankasının 128 milyar doları sonrası Hükûmet dövizdeki ani sıçrayışlarda biçare kalmış, piyasa üzerinde kontrolü iyice zayıflamıştır. “Faiz neden, döviz sonuçtur.” sloganı yerinde kaldı, piyasalar ise bildik, kontrolsüz ekonomilerin yaşadığı tüm fırtınaları yaşadı, döviz garantili mevduat hesaplarının ülkeye getireceği yükün ne olduğunu zamanı gelince göreceğiz.

Daha doğrusu elli yıl önceki yaşadıklarımızı tekrar yaşayacağız. Yaşanan ekonomik uygulamaların sonucunda fakirin yaşam faturası oldukça ağırlaşmıştır. Çiftçi çaresizdir; gübre, mazot, tohum, elektrik faturası çiftçiyi canından bezdirmiştir. Dar gelirlinin bütçesindeki yüzde 30’u teşkil eden gıda, yoksul için daha ulaşılmaz hâle gelmiştir. Ülkemizde toplam ücretlerin yüzde 60’ından fazlasına tekabül eden asgari ücretliler, yoksulluğu çok derinden hissetmekte, yine yüzde 11 işsizin ne yapacağını anlatmaya kelimeler yetmemektedir.

Ülkemizde kiralar anormal yükseldi, toplam nüfusun yüzde 31’inin kiracı olduğu ve dar gelirlilerin giderlerinin yüzde 31’ine tekabül eden kira bedelini de ödeyemeyecek duruma gelmişlerdir. Ülkelerin ekonomilerini sürdürmelerinde iç tüketimin önemi bilinmektedir. İç tüketimin azalması üreticiyi zorda bırakacak, işsizlik başta olmak üzere bir dizi fakirlik zinciri ülkemizde sahnelenecektir. Yirmi yıl ülkeyi idare eden iktidarın ülkemizi getirdiği aşama budur. Yirmi yılda hükûmetin icraatı Türkiye’yi devraldıkları dönemin çok daha gerisine götürmüştür. Büyük şair Mehmet Akif Ersoy “Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı tekerrür eder miydi?” der.

Dövize çevrilen mevduat hesaplarının kapatılması münasebetiyle basın toplantısı yapan merhum Turgut Özal: “Kendilerini akıllı, uyanık sananlar böyle bir yol buldular. İnşallah, gençlerimiz bundan ders alır, bir daha böyle hesapsız, kitapsız hatalar yaparak gelecek nesilleri zor taşınan yük altına sokmazlar.” demişti. Merhum büyük şairimiz bir kez daha haklı çıkarken merhum Başbakan mezarında ters dönmüş olmalıdır.