Ekonomi

Süt üreticileri sektöründe yaşanan sorunların özümü için araştırma önergesi!

Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu ve 19 milletvekili tarafından süt üreticileri sektöründe yaşanan sorunların tespit edilmesi, sorunların çözümü için uygulanabilir politikaların üretilmesi ve üreticilerin mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla 18/12/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına araştırma önergesi verildi. Önergenin gerekçeleri hakkına açıklama yapan Kabukcuoğlu şu bilgilendirmelerde bulundu;

Süt üretimimizin hayvan cinslerine göre dağılımı 2019 yılı itibarıyla inek sütü 16 milyon litre, koyun-keçi sütü 2 milyon litre, manda sütü 800 bin litre civarındadır. Süt üretimi deyince inek sütü düşünülmelidir ve bu söylediklerimin hepsi inek sütü konusunda olacaktır.

Avrupa Birliği ortalama süt tüketimi kişi başına yılda 342 litreyken bizde 276 litredir. Günlük süt ihtiyacı 2 su bardağı kadardır. Çocuklukta ve yetişkin yaşta, yaşlılıkta, ileri yaşlarda süt, önemli ve elzem bir besin kaynağıdır. Süt endüstrisi, gerek üretim gerekse pazar bakımından sorunludur. Sağlıklı toplum için süt tüketimini sağlayacak tedbirler alınmalıdır. Ülkemizde süt üretimi, çiftçimizin fedakârlığı üzerinden yürütülmektedir. Çiğ süt fiyatı litre başına Kasım 2019’da 2 lira 30 kuruş; prim 10 kuruşken yem fiyatı ton başına 1.350 Türk lirası olmuştur. Primle birlikte hesapladığımızda süt/yem paritesi 1,77’dir. Bir yıl süreyle yem fiyatları sürekli yükselirken çiğ süt fiyatı yerinde saymıştır. Ocak 2021’de 1 litre çiğ süt fiyatı 2,80; prim 30 kuruş; yem 2.200 liradır ton başına. Süt/yem paritesi 1,40’a düşmüştür. Süt destekleme bedelleri devlet tarafından gecikerek ödenmektedir. Süt/yem paritesi için uluslararası değer 1,5’ken Tarım Bakanlığının kabul ettiği 1,3’tür.

Her büyükbaş hayvan ortalama 450 gün arayla yavrulamakta ve bir buzağı için ortalama 370 lira destekleme primi verilmektedir. Bu prim, bölgeler arasında ve da ahırdaki hayvan sayısına göre değişiyor. Buzağı primleri zamanında verilmemekte ve yine burada üretici mağdur edilmektedir. Örneğin İç Anadolu, 2019 yılı buzağı yardımını henüz alamamıştır.

Süt üretimi, yem/süt fiyat paritesi arasına sıkıştırılamaz. Çiftçiyle konuştuğumuz vakit, köylü bir ailenin geçinebilmesi için ortalama 8 ila 10 baş hayvan gerekmektedir. Karı koca iki kişi tüm mesaisini buna ayırmak zorundadır. Vatandaş sütünü satar, bedelini yaklaşık bir ay sonra alır. Süt toplayıcısı nazlıdır, bazen de vatandaşı dolandırırlar. Üretici bu zorluklarla ürünü piyasaya verir tüketici ne yapar? Markette bir litre taze süte 9 lira 95 kuruş bedel öder. Ham maddenin, ham çiğ sütün yaklaşık 4 misli bir fiyattır, bu anormal bir durumdur; bu konuda acil bir regülasyona ihtiyaç vardır. Biz de büyükbaş hayvan üretimi, mera üreticiliği tarzında değildir. Üreticilerin yüzde 71’i 10 başın altında hayvan beslemektedirler. Eski bir tarım bakanı demiştir ki: “Bir bölgeye düşen yağış yılda 60 santimetrenin altındaysa burada büyükbaş hayvan besiciliği yapılamaz.” Türk köylüsü mucizeler yaratmaktadır.

Her ne kadar konu süt üretimi ise de aslında et üretimini tartışmış oluyoruz, onu da tartışıyoruz. Sistemin verimli çalışması durumunda dişi buzağılar süt üretimi için bir tarafa ayrılacaklar, erkek buzağılar da kesime gidecekler, böylece vatandaşın et üretimi de karşılanmış olacak. Sekiz-on yıl önce çiftçi tarla ziraatı yanında üç-beş hayvan besleyerek bir miktar yan geliri elde ediyordu ve kendi kazancını, kendi ihtiyacını gideriyordu ancak günümüz şartlarında bu büyüklükteki bir besicilik ve hayvan bakıcılığı zarar ettirmektedir. AK PARTİ zamanında girdilerdeki aşırı artış küçük çiftçiyi, aile ziraatını bitirmiştir; pek çok aile süt üretimini bırakmak zorunda kalmıştır. Öyle ki köylüler ihtiyaç olan sütü satın almaktadır, bu aynı zamanda köylülerin süt tüketiminin de azalmasıdır. Süt üreticileri sektörünün yaşadığı sorunlar on dokuz yıllık AK PARTİ iktidarında çözüme kavuşmamış, üreticinin mağduriyeti artarak devam etmektedir.

İYİ PARTİ olarak bu sorunların çözümü ve mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi, süt üreticilerinin sorunları karşısında yalnız olmadığının anlaşılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yanında olduğunu görmesi, konunun her yönüyle araştırılarak çözüm yollarının bulunması için Meclis araştırması açılmasını talep ediyoruz.

süt üreticileri sektöründe yaşanan sorunların tespit edilmesi, sorunların çözümü için uygulanabilir politikaların üretilmesi ve üreticilerin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla İYİ PARTİ Grubunun vermiş olduğu Meclis araştırması açılması önerisi üzerine AK PARİ Grubu adına konuşan Kırklareli Milletvekili SELAHATTİN MİNSOLMAZ ise şu ifadeleri kullandı;

son on sekiz yılda hayvancılığa verdiğimiz desteklerle büyükbaş hayvan varlığımız yüzde 81, küçükbaş hayvan varlığımız ise yüzde 72 artmıştır. Yani bu kürsüde söylendiği gibi küçükbaş hayvan ve büyükbaş hayvan üretiminde bir gerileme söz konusu değildir. Buna bağlı olarak da sür üretimimiz ise yüzde 173’lük bir artışla 23 milyon tona ulaşmıştır. Süt üreticilerimizin gelirlerinin artırılması, üretimlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve korunması amacıyla çiğ süt desteği ödemeleri 2020 yılında 1,6 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. 2020’nin ilk altı aylık döneminde destek dâhil ortalama parite 1,44 olarak gerçekleşmiş, yaşanan maliyet artışlarına rağmen 2020 yılının destek dâhil çiğ süt yem paritesi ortalama 1,36 seviyelerinde gerçekleşmiştir. Üreticilerimizin süt üretim maliyetlerinde yaşanan artışlardan etkilenmemesi -doğrudur, yem fiyatlarında ciddi artışlar olmuştur- bunların önlenmesi amacıyla temmuz-eylül döneminde çiğ süt desteği 40 kuruşa çıkarılmış ve ilk iki ayın ödeme desteği yapılmıştır. Ekim, kasım, aralık aylarına ait çiğ süt desteği ise 30 kuruş olarak belirlenmiştir. Ulusal Süt Konseyinin 11 Aralık 2020 tarihindeki toplantısında 2021 Ocak, Nisan ayları için çiğ süt fiyatı litrede 2,80 lira olarak belirlenmiştir. Tarım ve Orman Bakanlığının aynı dönemde çiğ süt desteği 30 kuruş olarak uygulanacaktır. Bu sayede, paritenin 1,30 üzerinde kalması yine sağlanmış olacaktır.

Süt üreticilerimiz, Tarım ve Orman Bakanlığımız, tabii ki birliklerimiz; koyun, keçi birlikleri, damızlık sığır yetiştiriciliği birlikleri, süt üreticileri birlikleri, ziraat odalarımız ve yereldeki tarım teşkilatımızla birlikte koordineli bir şekilde süt üretiminin artırılması ve kalitenin de artırılması yönünde önemli çalışmalar yapmaktadır.

Benim ilim Kırklareli, beyaz peynir üretiminde ve süt üretiminde önemli merkezlerden bir tanesi; boğazlardan ve Marmara Denizi’nden kaynaklanan bir avantajıyla da hayvan hastalıklarından ari bölgelerden bir tanesi.

Hem Tarım ve Orman Bakanlığımızın hem süt üreticilerimizin hem de tabii ki üretilen sütün işlendiği süt sanayicilerinin destekleriyle, birlik ve odalarımızın destekleriyle süt üretiminin artırılması, kalitenin artırılması, üreticilerimizin üretimlerinin devamlılığının sağlanması ve bu sektörden ekmek yiyen, ailesinin, çoluk çocuğunun rızkını çıkaran tüm üreticilerimizin sürdürülebilir bir üretim sağlaması temel hedeflerimizden bir tanesidir. Bu çalışmalar sayesinde, Türkiye 2002 yılında 3,7 milyar dolar bir tarımsal ihracat yaparken hamdolsun 2019 yılında bu rakam 18 milyar dolara çıkmış yani 5 kat artmıştır. Rakamlar, bu konuda, birçok konuda olduğu gibi çok ciddi başarılara imza atıldığını göstermektedir. İnşallah daha iyilerini yapmak amacıyla çalışmalarımız devam etmektedir.