Genel

Salgın döneminde ticari gayrimenkullere bakış..

Geçen hafta, salgın sonrası için genel bir değerlendirme ve virüsün konut sektörüne olası etkilerinden bahsetmiştik. Önümüzdeki günlerde hayata yansımalarından ve gidişattan sıklıkla bahsedeceğiz.

Bugün yazımda , Corona salgını sonrası değişen iş yaşantısının ticari portföylere etkilerini değerlendirmek istedim. Değişen dünya sisteminde çalışma sistemi, çalışma alanları, iş tanımları büyük değişiklikler gösterecek gibi görünüyor. Bu nedenle ticari gayrimenkullerde tercihler değişebilir, farklı stratejiler geliştirilebilir ve hatta büyük firmalar dahil küçülmeye gidebilir ya da çalışma alanlarının metrekareleri büyüyebilir. İşin birden fazla boyutu var ve bu olasılıkları konuşmakta fayda var.

-Bilindiği gibi son zamanlarda sosyal yaşantımıza ilişkin tüm mekanlar kapalı. Restoranlar , kafeler, alış veriş merkezleri(yeni yeni açılmaya başlandı) gibi bir çok sektör durma noktasında. Şehir merkezlerinde genelde yeme içme mekanları bulunuyor. Yüksek kiralara ve çalışan kişi sayısına bakılınca yeni dönemde bir çok işletmeyi biraz zorlu günler bekliyor. Devirli işyeri sayısında da artış yaşanabilir. Çünkü artık mevcut metrekareler büyütülemeyeceğinden müşteri sayısını mekanın ölçüsü belirleyecek. Bu durum çalışan sayısına, işyeri kirasına doğrudan etki edebilir. (en az lokasyon ve tabela değeri kadar) Böylelikle ticari gayrimenkullerde kiralar yerinde mi sayar yoksa geriye mi gelir bunu da zaman gösterecek. Mülk sahiplerinin kabullenmesi zor bir durum olsa da kiraların geriye çekilme olasılığı var. Dolayısıyla satışta olan ticari gayrimenkullere de değer kaybı olarak yansıyabilir. Ticari portföyler konut sektöründen daha fazla etkilenecek gibi görünüyor.

-Diğer bir konu da ofis, plaza katı gibi prestijli iş merkezlerinin geleceğinin nasıl olacağı sorusu. Yine bilindiği gibi son zamanlarda salgın nedeniyle esnek çalışma saatleri uygulamaya konuldu. Bununla beraber çalışanları farklı gruplarda ayrı günlere ayıran kurumsal şirketler de var. Evden çalışma sistemini uygulayan da var. Bir yandan yüksek maliyetlerle tutulan iş merkezlerine bu kadar gerek var mı sorusu dururken diğer yanda da kişi sayısına göre büyük ölçekli ofislere ilgi artar mı sorusu. Zamanla bu soruya cevap bulacağız elbette. Şahsi kanaatim büyük ve orta ölçekli firmalar maliyetleri düşürmek isteyebilir bu dönemde. Haliyle yeni trend yatırım aracı olan ofislerdeki arz fazlası katlanabilir. Böyle olursa ne olur? Önce fiyat rekabetini doğurur, ardından da fiyatlar bir miktar olumsuz etkilenebilir. Unutmadan belirtmekte fayda gördüğüm bir diğer konu ise küçük ve orta büyüklükteki şirketlerde de sanal ofis kullanımına talep artabilir.

-Ticari gayrimenkullerde bir de üretim kısmı var. Bu dönem de kuşkusuz en fazla kazanan sektör gıda sektörü. Gıda sektörü üretimini artırmış durumda ve uzun sürede böyle gidecek gibi. Çünkü günlük yaşamda ihtiyaçlarımızın bir kısmını dışarıda karşılıyorduk. Artık tamamı evde. Tabi her iş kolu gıda sektörü kadar şanslı değil. Üretimin durduğu birçok sektör var. Fabrikalar, üretim tesisleri, depolar gibi birçok ticari gayrimenkul, gıda sektörü gayrimenkulleri kadar şanslı olur mu bilinmez. Üretimin her anlamda ülkece ekonomimize olan önemi oldukça büyük.
Tablo her ne kadar biraz can sıkıcı görünse de her kriz gibi bu da aşılır. Aşılacak aşılmasına ama bu sefer hayatımıza olan etkileri kalıcı olacak. Ön görebildiğimiz bu tablo yeni yaşam biçimlerini doğuracak. Kuşkusuz iş hayatına bakış açımız da değişecek, sosyalleşme şeklimiz de. Hayatın her anına ve her noktasına dokunan bu salgın, yeni bir yaşam doğuruyor.

Sevindirici yanı, biz salgınla mücadele ederken doğa kendini iyileştiriyor.