Ekonomi

Merkez Bankası’ndan uzun bir aradan sonra faiz arttırımı geldi

Merkez Bankası, Temmuz 2019'da göreve getirilen Başkan Murat Uysal döneminde ilk kez faiz artırımına gitti.

2019 yılının Temmuz ayında göreve gelen Murat Uysal başkanlığındaki Merkez Bankası ilk defa faiz artışı yaptı. Merkez Bankası politika faizini yüzde 8,25’ten yüzde 10,25’e yükseltti.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 8,25’ten yüzde 10,25’e yükseltti. Merkez’den yapılan açıklamada, “Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 8,25’ten yüzde 10,25’e yükseltilmesine karar vermiştir” denildi. AA Finans’ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistlerin büyük çoğunluğu politika faizinin sabit bırakılmasını bekliyordu.

YENİ YÖNETİMLE İLK FAİZ ARTIŞI

Bu kararla; Temmuz 2019 ‘da eski Başkan Murat Çetinkaya’nın yerine göreve getirilen Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’la birlikte ilk kez faiz artırımına gidilmiş oldu. Uysal’ın görev döneminde faiz yüzde 24’ten yüzde 8,25’e düşürülmüştü.

Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada, “Küresel ekonomide, ülkelerin attığı normalleşme adımlarıyla üçüncü çeyrekte kısmi toparlanma sinyalleri gözlenmekle beraber toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek seyretmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler genişleyici parasal ve mali duruşlarını sürdürmektedir. Salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edilmektedir. İktisadi faaliyette kademeli normalleşme adımları ve güçlü kredi ivmesinin desteğiyle üçüncü çeyrekte belirgin bir toparlanma gözlenmektedir. Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler, ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine katkıda bulunmuştur. Son dönemde ticari kredilerde gözlenen normalleşme eğilimi bireysel kredilerde de başlamıştır. Ertelenmiş talebe ve salgın tedbirleri kapsamında uygulanan likidite ve kredi politikalarına bağlı olarak ithalatta gözlenen canlanmanın, bu politika tedbirlerinin kademeli olarak azaltılmasıyla dengelenmesi beklenmektedir. Turizm gelirlerinde salgın hastalığa bağlı olarak gözlenen düşüşe rağmen seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesiyle kısmi bir iyileşme başlamıştır. Mal ihracatındaki toparlanma, emtia fiyatlarının görece düşük seviyeleri ve reel kur düzeyi önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesini destekleyecektir.

FİYAT İSTİKRARINI DESTEKLEMEK AMACIYLA

Enflasyon üzerinde etkili olan salgına bağlı arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinde kademeli olarak ortadan kalkacağı ve talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği öngörülmüştü. Ancak, güçlü kredi ivmesiyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanma ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler neticesinde enflasyon öngörülenden daha yüksek bir seyir izlemiştir. Enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla ağustos ayından itibaren atılan sıkılaştırma adımlarının güçlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda Kurul, dezenflasyon sürecini yeniden tesis etmek ve fiyat istikrarını desteklemek amacıyla politika faizinin 200 baz puan yükseltilmesine karar vermiştir.

ELİMİZDEKİ BÜTÜN ARAÇLARI KULLANMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır” ifadeleri kullanıldı.

MERKEZ BANKASI KARARI NE ANLAMA GELİYOR

Beklenmedik bir şekilde faiz artışı yapan Merkez Bankası’nın şok kararından sonra piyasalarda bunun ne anlama geldiği konuşulmaya başladı. Yeniçağ yazarı Remzi Özdemir, konu ile ilgili değerlendirmesinde, ”

Merkez Bankası ters köşe yaptı diyebiliriz. Çünkü hiç kimse Merkez Bankası’ndan bu hamleyi beklemiyordu. 200 baz puanlık faiz artışı doların hızla geri çekilmesine neden oldu.

Dolar Merkez Bankası’nın kararından hemen sonra 7.556 TL’ye kadar geriledi. Ancak saat 14.34 itibariyle 7.610 TL seviyesinde tutunuyor.

Peki Merkez Bankası kararından sonra dolar daha da düşer mi?

Merkez Bankası’nın 200 baz puanlık faiz arttırımı kesinlikle çözüm değil. Merkez sadece el atında uygulanan faiz oranını resmileştirdi. Çünkü Merkez Bankası piyasayı dün 10.65’den fonlamıştı.

Türkiye bir inat üzerine 100 milyar dolardan fazla rezerv kaybetti. Bu rezervin yerine konulması için Türkiye’ye para girişinin olması lazım. 200 baz puan için Türkiye’ye döviz akışı olmayacaktır.  Türkiye’ye sıcak para girişi için en az 500-600 baz puan faiz arttırması lazımdı.   Türkiye halen riskli bir ülke olarak görülüyor ve Türkiye’nin risk sigortası  CDS’ler 598’den işlem görüyor” ifadelerini kullandı.