İzmir HaberleriManşet

İzmir’de genç kadın kocasının sprem sayısı yetersiz diye dava açtı!

İzmir’de anne olmak isteyen 23 yaşındaki genç kadın, kocasının sperm sayısının yetersiz olmasını gerekçe göstererek boşanma davası açtı. Karşı tarafın avukatı ise dava için “Yargıtay kararları ile sabittir ki bu konu tek başına boşanma sebebi sayılamaz.” İfadeleri kullandı.

İzmir’de yaşayan Suriyeli N.E ile E.E. çifti çocuk sahibi olamayınca evliliklerinde sorun yaşamaya başladı. gazetevatan.com’un haberine göre, N.E.’nin sperm sayısının düşük olması nedeniyle biyolojik olarak çocuk sahibi olamayacağının anlaşıldı. Bunun üzerine E.E. kocasının sperm sayısının yetersiz olmasını gerekçe göstererek, İstanbul Küçükçekmece 5’inci Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açtı.

Konu hakkında açıklamalarda bulunun N.E.’nin avukatı Irmak Karacadağ ise şu ifadeleri kullandı:

“Anne olmak, kadının doğal içgüdüsüdür. Kimi evliliklerin temelinde, çocuk sahibi olma arzusu yatmaktadır. Kısırlık veya çocuk sahibi olamamak, kimi evliliklerin huzur ve mutluluğunu bozan bir etken olabilmektedir. Müvekkilin eşi de aynı husustan müvekkile boşanma davası açmıştır. Karşı taraf bu davayı, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açmıştır. 4721 sayılı yeni Medeni Kanunun 166ncı maddesine göre, ‘Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde davacının kusuru daha ağır ise davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır.’ Davaya konu olayda ise taraflar müşterek birliktelikleri süresince hiçbir sıkıntı yaşamamakla beraber çocuk sahibi olma yolundaki engeller, birlikteliklerini sekteye uğratmıştır. Ancak Yargıtay kararları ile sabittir ki bu konu tek başına boşanma sebebi sayılamaz. Müvekkil, Suriye vatandaşıdır. Yetiştiği çevresel faktörler göz önüne alındığında, eşlerin çoğunlukla aileleri ile yaşadığı ve kalabalık oldukları görülmektedir. Bu noktada, kadının biyolojik çocuğunun olmasına yönelik yoğun isteği konusunda biraz daha empati yapmaktayız. Ancak, bu husus, tek başına müvekkile kusur olarak addedilemez. Yargıtay kararları da ‘tasada ve kıvançta birlik’ esasına göre bu hususu tek başına boşanma nedeni olarak değerlendirmemektedir. Burada asıl mağdur müvekkilimdir. Hem eşinden hem de onun ailesinden hakaretlere varan psikolojik baskıya maruz kalmıştır “