GündemSağlık

Covid 19 aşısı ile ilgili komplo teorileri ve gerçekler!

İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana dünyanın karşılaştığı en büyük zorluk olarak tanımlanan COVID-19 salgını, ilk olarak 2019 yılının aralık ayında Çin’de tespit edildi. COVID-19 aşısı ile ilgili bilgi eksikliğinin tetiklediği yanlış bilgiler hastalık ve hastalıkla mücadele ile ilgili önlemler konusunda kamuoyunda yanlış inanışlara neden oluyor.

DNA’yı Değiştirmek İçin Üretildiği İddiası Doğru Değil

Rekombinant aşılar, genetik maddelerin kombinasyonundan oluşturuluyor. Şempanze adenovirüsünün kombinasyonu ile oluşturulduğu için bu isim verilmiş. Şempanzelerden alınan adenovirüs genetik olarak değiştiriliyor ve insan DNA’nın gerçek koronavirüsü tanıması için eğitecek bir gen geliştiriyor. Eğitilen virüs, enfeksiyonun vücuda bulaşması durumunda koronavirüse saldırmasını sağlıyor. Geliştirilen adenovirüs hücrelere giriş yapabiliyor ancak hücre içinde çoğalmıyor. Bir başka deyişle, hücrenin DNA’sını değiştirmiyor.

Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin aşı olmadığı iddiası yanlış

19 Mat 2021’de BioNTech kurucuları Özlem Türeci ve Uğur Şahin BioNTech çalışanlarıyla birlikte ilk doz aşıyı vurulduklarını dile getirdi. Detaylı bilgi için haberimizi inceleyebilirsiniz.

6 kişinin Öldüğü İddiası Yanlış

Aşı çalışmaları sırasında hayatını kaybeden altı kişiden dördünün plasebo grubundan, yani Pfizer-BioNTech koronavirüs aşısını olmayan kişilerden olduğu vurgulanmış. Plasebo grubu genellikle ilaçların ne kadar işe yaradıklarını belirlemek için klinik ilaç deneylerinde kullanılır. Plasebo kullanılan kontrollü deneylerde iki farklı denek grubu gerekir. Bir grup denenen ilacı alırken diğer grup plasebo alır. Deneye bağlı olarak plasebo etkisiz bir bileşen içerebilir ya da aktif bir ilaç olabilir ama denenen ilaç değildir. Aşıyı olmuş diğer iki kişinin ise 55 yaş üstü olduğu ve çeşitli kalp hastalıklarına bağlı olarak vefat ettiği tespit edilmiş. Belgede sonuç olarak; “Tüm ölümler, meydana geldikleri yaş gruplarının genel popülasyonunda benzer oranda meydana gelen olayları temsil eder” denilmiş ve aşılamaya bağlı olan anormal bir duruma rastlanmadığı ifade edilmiş.