Politika

Bahçeli, Öcalan görüşmesiyle ilgili sessizliğini bozdu

Bahçeli, PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın 8 yıl aradan sonra avukatlarıyla görüştürülmesine yönelik ilk kez açıklama yaptı.

MHP lideri Bahçeli, Abdullah Öcalan’ın 8 yıl sonra avukatlarıyla görüşmesiyle ilgili, “HDP seçmeniyle, Kürt kökenli kardeşlerimizi birbiriyle karıştırmamak lazım. Sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiği şekliyle, çözüm sürecini kapsamayan ama avukatının talebine verilen bir cevaptır” dedi.

MHP lideri Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması teklifiyle ilgili, “Fezleke ile bir genel başkanı TBMM’ye taşımak yerine, kendisinin iradesiyle TBMM’ye gelmesini demokratik açıdan daha ahlaki bulduğumu ifade etmek için o teklifte bulundum” dedi.

Bahçeli, ‘’İmamoğlu’ndan bir lider mi doğuyor?” sorusuna, “Liderliği bu kadar basite almamalı” cevabını verdi. Sanatçıların CHP’li Ekrem İmamoğlu’na desteği için de, “Türkiye’de televizyonlar olmayan sanatçıları olur hale getiriyor. Onları dikkate almıyorum” yanıtı verdi. Cem Yılmaz’ın İmamoğlu’na desteği için “Cem Yılmaz’ı bundan sonra sevemem” derken, GS Divan Kurulu Üyesi Hayri Kozak’ı da eleştirerek; “Galatasaray yönetimi o şahsı aforoz etsin” dedi.

Bahçeli, PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesi için ise “Sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiği şekliyle; çözüm sürecini kapsamayan ama avukatının talebine verilen bir cevaptır. Bana sorarsanız avukatıyla görüşsün” diye yorumladı. Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

Donulmazlık meselesine yanıt verdi

 YSK’nın üzerinde yeniden tartışmaları değerlendirip karara bağlayacak bir herhangi bir kurum yoktur, saygı duymak gerekir. Kılıçdaroğlu çok hırçın bir üslupla tartışma zemini açtı, YSK’nın yedi üyesini ‘çete’ olarak suçladı. Bu kadar kırıcı, karıştırıcı konuşmayı yapan kişi dokunulmazlık zırhına bürünmemeli, önünü açmalıdır. YSK’nın bu incitici davranış karşısındaki hakkını koruyabilmek açısından dokunulmazlığın kaldırılması noktasında talepte bulunabilir. Fezleke ile bir genel başkanı TBMM’ye taşımak yerine kendisinin iradesiyle TBMM’ye gelmesini demokratik açıdan daha ahlaki bulduğumu ifade etmek için teklifte bulundum.

Hemşerilik ruhu İstanbul’da kullanılacak

 İstanbul’da yaşayan 16 milyon insanının hemşerileri hep Anadolu’dadır. Hemşerilik ruhunun hareket geçirme suretiyle bu katkıyı sağlayabileceğimiz inancını düşünerek,15 ilimizi yani 250 binden fazla İstanbul’da hemşerisi bulunan illerimizi esas alarak bir çalışma başlattık. Anadolu’da bu illerimizden kimi kim ne kadar tanıyorsa, eşi, dostu, akrabası kimi varsa, hangi köy, mahalle, ilçeden ise İstanbul’a gitmek suretiyle Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları, seçimin önemini ve bu seçimde Binali Yıldırım beyin kazanması noktasındaki düşüncesini paylaşacak. Bunu “Hemşeri harekatı” olarak nitelendirdik,

Erdoğan ile ortak miting

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ortak bir miting programı mı, miting mi, kapalı toplantı mı olur, yoksa kapı çalmak suretiyle gönül çalmayı birbiriyle kaynaştırarak bir yol bulmalıyız. Onun için mitingde göz göze geliyorsunuz da gönül gönüle gelemiyorsunuz. Bizim gönül gönüle gelmemiz lazım

 Sayım sonunda aradaki oy 28 bin oydan 13 bine düşünce şaibeler olduğu ortaya çıkıyor. Oyların bu kadar aşağı düşmesini Haziran’ı iptal ettiniz, 2015’i iptal ettiniz… Geriye doğru giderseniz 1946’ya kadar var

İmamoğlu’nun sloganı çok yanlış

2014-2013 yıllarında Emre Uslu denen bir kişinin sloganı bu. Twitter’da da var her şey çok güzel olacak. Şimdi bunu herkes kullanıyor, bir de bütünleşenler var. Güroymak’a giderken orada Norşin olarak isim değişikliğini ifade ederken “Her şey çok güzel olacak” diyen bir eski cumhurbaşkanı var.(Abdullah Gül) FETÖ var, PKK’cılar var, siyasette çok değişik beklentiler içinde olanlar var. Slogan çok yanlış. Bana ille bir slogan diyorsanız, ‘İstanbul’da bu kadar gürleyen havada, yağmur bereket varken yıldırımlar çaksın’ derim.

“Öcalan avukatlarıyla görüşsün”

 HDP seçmeniyle Kürt kökenli kardeşlerimizi birbiriyle karıştırmamak lazım. Bu bir talep meselesidir. Avukatıyla uzun yıllar görüşememesinin ısrarlı bir şeklidir. Bir hanımefendi milletvekilinin cezaevinde 160 günden beri ölüm orucu tutmuş olmasındandır. Böyle bir durum karşısında Cumhurbaşkanının ifade ettiği şekliyle; çözüm sürecini kapsamayan ama avukatının talebine verilen bir cevaptır. Bana sorarsanız avukatıyla görüşsün. Yani görüşmese dahi bunlar Kandil’den haberleşiyorlar zaten. Bunu büyüterek farklı noktalara getirerek hele hele PKK onun YPG’siyle onun HDP’siyle işbirliği yapıp seçim kazanma sevdasına kapılanlar ağızlarına böyle bir görüşmeyi almamaları lazım

İmamoğlu’ndan lider olur mu?

‘Üç defa kınıyorum’ tabirini kullanarak lider doğmaz. Liderliği bu kadar ucuza almamak lazım. Emek ister. Halkın kabulünü ister, sevgi, saygı ister. Onlar daha oluşmadan bir seçim döneminde birden parlatmalarla lider doğmaz. Onun için Kemal Kılıçdaroğlu beyle bu arkadaşı mukayese ettiğiniz vakit Kılıçdaroğlu’nun heyecanı, tecrübesi, 8 yıllık birikimi, ısrarlı davranışı üste gelir diye düşünüyorum

“Galatasaray o şahsı afaroz etsin”

 (Galatasaray Divan Kurulu Üyesi Hayri Kozak’ın GS Divan Kurulu’nda kürsüde İmamoğlu’na destek mesajı vermesiyle ilgili olarak): Galatasaray yönetimi o şahsı aforoz etsin. Yani çok sayıda taraftarı bulunan spor kulübünü bir kişi bu şekilde istismar edemesin

“Cem Yılmaz’ı artık sevemem”

Türkiye’de televizyonlar, olmayan sanatçıları olur hale getiriyorlar. O kadar yükseldikten sonra bir laf etmesi lazım. Onları dikkate almıyorum ben. Herkes Cem Yılmaz Bey’i sever ve çok güler. Ben ise onu görünce önce bir elbiseni değiştir derim. Kravat tak, hatta takma başka bir şeyler yap. Belediye seçiminde oy vereceksen git ver ama sana yönelmiş sevgiyi siyaseten istismar edip hepimizin alerjisini toplamaya vesile olma. Yüzde 49’u sevebilirsin ama yüzde 51’e de saygı duy. Ben, Cem Yılmaz’ı bundan sonra sevemem”

Yüzde 52 oy alınmalı

İstanbul seçimlerinde tartışmaların bitmesi için Cumhur İttifakının en az yüzde 52 oy alması gerekir. Yoksa istismarı çok olur. Seçimlere Fransa’sı karışıyor Almanya’sı, İngiltere’si, ABD’si karışıyor

“TÜSİAD’ halk da kabul etmiyor”

Türkiye’nin önemli siyasi krizler yaşadığı ortamda bekleyip bekleyip siyasi krizi tahrik edici konuşmayı TÜSİAD alışkanlık haline getirmiştir. Başkanları kim olursa olsun bu gelenek devam ediyor. TÜSİAD’ın söylemini doğru bulmuyorum. Şimdi bir başkan çıkmış bir cümle sarf ediyor. Ona o cümleyi tersinden okuturlar. Böyle şey olmaz. Yazık bu memlekete. TÜSİAD’ı halk da kabul etmiyor. TÜSİAD özelliğini kaybetmiştir, ciddiye alınır tarafı da kalmamıştır

“Erbakan’ın kemikleri sızlar”

Saadet Partisi, ‘İttifakın içinde yokum’ demesine rağmen kendi adayına ne kadar oy verildi. Yani rahmetli Necmettin Erbakan’ın kemikleri sızlar. 30-40 sene mücadele edeceksin yüzde 1 oy alacaksın, hem de en kritik dönemde. Şimdi aday çıkartsan ne olur çıkartmasan ne olur? Onun için onlara düşen, cami tartışması yaratmak, oradan başka sonuç elde etmek yerine dün terk ettikleri kardeşlerine destek vermek suretiyle sonuç almaktır”

Bir yanıt yazın