Ekonomi

2002 yılında bir SGK emeklisi kaç çeyrek altın alabiliyordu

Emeklilere verilen son maaş zammı sonrasında SGK, Bağkur ve memur emeklilerin AK Parti öncesinde almış oldukları maaşın alım güvü hesaplanmaya, merak edilmeye başlandı. AKP iktidara geldiği 2002 yılında bir SGK meklisi kaç çeyrek altın alabiliyordu sorusuna cevap veren İzmir Milletvekili Murat Çepni, alım gücü üzerinden değerlendirmelerde bulundu.

Açlık sınırının 4 bin TL olduğu bir zamanda en düşük emekli maaşın 2500 TL olmasına tepki gösteren Çepni, 2002 yılında bir SGK emeklisinin 9,5 adet çeyrek altın alabilirken şu anda sadece 1,5 tane çeyrek altın alabildiğini hatırlattı. Konuya ilişin bir takım rakamlar paylaşan Murat Çepni, ekonomi gündemine dair bazı değerlendirmelerde bulunarak şu açıklamalarda bulundu;

13 milyon emekli yurttaşımız bugün açlığa mahkûm edilmiş durumda. 13 milyon emekli AKP’den yardım talep etmiyor ama AKP 13 milyon emekliye havadan para isteyen, oturduğu yerden destek isteyen insan muamelesi yapıyor oysa emeklilik çalışmaya bağlı bir haktır.

Bir başka deyişle sizin onlardan çaldığınız emekleri geri istiyorlar; emekliler devlete verdikleri emeklerin karşılığını istiyorlar. Yani çalıştılar, ürettiler ve şimdi kazandıkları hakkın gereğini istiyorlar. Açlık sınırı 4 bin TL, emekli maaşı ise 2.500 TL ve bunu büyük bir lütuf olarak sunuyorlar, AKP bunu büyük bir lütuf olarak sunuyor.

Emekliler 2000’li yıllardan itibaren çok ciddi hak gasplarıyla karşı karşıya kaldı. AKP’li yıllar içerisinde maaşların rakamsal olarak artışını yine AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan büyük bir başarı olarak sunuyor oysa meseleye alım gücü açısından baktığınızda durum tam olarak tersi.

Bakın, Cumhurbaşkanı açıklamalarında 2002’den 2021’e kadar millî gelirin 18,36 kat büyüdüğünü açıklıyor ama aynı dönemde emekli maaşları 9,72 kat büyümüş. Yine SSK emeklisi 2002 yılında 9,5 adet çeyrek altın alabilirken şimdi sadece 1,5 adet alabiliyor.

Yine, 2002’de emekli maaşı asgari ücretin yüzde 39 üzerindeyken bugün asgari ücretin yüzde 42 altındadır yani toplam payı yüzde 81. Yine bir aldatmaca daha söz konusu bu düzenlemede. Sözüm ona bütün emekli maaşlarını 2.500 liraya çıkartarak yine büyük bir adım atmış oluyorlar. Oysa, zaten enflasyon oranlarına göre 2.500 olacak olan maaşlar zaten kendi mecrasında yürüyor fakat artışla 2.500 lira olamayacak olan emekli maaşları peşin zam alıyorlar yani insanlar süreç içerisinde alacakları zammı peşinen almış oluyorlar, oysa ortada bir zam olmadığını söylemek de mümkün. 13,5 milyon emeklinin 9,5 milyonu kendi ödediği prim karşılığı maaş alıyor, yaklaşık 4 milyonu ise dul ve yetim maaşı alıyorlar ve bu insanlar yakınlarından kalan maaşın yüzde 50’sini aldıkları için 2.500 TL zaten alamayacaklar yani burada da bir mağduriyet söz konusu.

Evet, emekli örgütleri, emekli sendikaları bu konuda açıklamalar yaptılar ve emeklilerin, bu 13,5 milyon emeklinin talepleri şunlar: Emekli maaş alt sınırı en az asgari ücrete eşitlenmelidir, maaşlar millî gelire endeksli olmalıdır, ücret farkları giderilmelidir, EYT mağduriyeti, gaspı giderilmelidir, sağlık hizmetlerinde katkı payı kaldırılmalıdır, emekli sendikalarına kapatma davaları geri çekilmeli, örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Emeklilerin sorunu çalışanların sorunudur. Çalışırken kölece çalıştırılan, açlıkla, işsizlikle, iş cinayetleriyle yaşamları çalınan emekliler, emekli olabilirlerse de insan yerine koyulmuyorlar; zamanı geçmiş makine parçası gibi hayatın dışına atılıyorlar. Emeklilere para yok “Bütçede sıkıntı var.” diyor AKP; oysa sadece yazlık, kışlık sarayların bakımı, onarımı, donanımı için harcanacak bu yılki para 470 milyon TL.

Evet, emekli maaşları gündeme geldiğinde AKP’den bir ses geldi; dertleri neymiş? Emekli vekillerin yaşadıkları mağduriyetmiş. Bütün bu tablo içerisinde dikkat çektikleri tek şey, emekli vekil maaşlarının yaşadığı mağduriyetmiş.